14 Kasım 2017 Salı

Merkez Bankasının Özel Sektörün Kur Riskini Yönetmesine Yönelik Yeni Hamlesi: TL Uzlaşmalı Vadeli(Forward) Döviz sözleşmeleri



Türk özel sektörünün net döviz açığı gittikçe artarak 2017 yılının 8. Ayı itibariyle 212 milyar doların üstüne çıkmıştır. Döviz kurlarında son zamanlarda görülen yüksek oynaklık bu döviz açığının özel sektör açısından çok ciddi risklerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Son zamanlarda TL’de yaşanan değer kaybı ile birlikte önümüzdeki dönemde dolar ve Euro faizlerinin artmasına bağlı olarak döviz maliyetinin artmasına paralel, Türkiye’nin kendine özgü politik, jeopolitik ve ekonomik riskleri de artmaktadır.  Bu gelişmeler şirketlerin dövize erişmesini zorlaştırmakla kalmayacak, aynı zamanda kurlarda yaşanacak yükselişlere bağlı olarak çok pahalı hale de getirecektir. 

Merkez Bankasının dün açıkladığı “TL Uzlaşmalı Forward(Vadeli) Döviz Sözleşmeleri”   özel sektörün mevcut kur riskini yönetebilmesi için yeni bir enstrüman olarak karşımıza çıkıyor.

Sistem nasıl çalışacak

Merkez Bankası miktarı ve vadeleri ilan ederek ihaleye çıkacak, ihaleye katılan bankalar da fiyat ve miktar tekliflerini bildireceklerdir. İşlem “ihale süreci” olarak tanımlandığından, belirlenen vadelerde dövize en yüksek fiyatı veren banka ihaleyi almış olacaktır.

İhaleye katılan firmalar vadeli fiyatı nasıl belirleyeceklerdir? Burada fiyat belirleme, tipik bir forward işlemde olduğu gibi “taşıma maliyeti” dikkate alınarak hesaplanmış bir vadeli fiyat olacaktır.

Örnek:  TL/$ kurunun 3,8750, TL faiz oranının %13,77 ve dolar faiz oranının %2,5 olduğunu varsayalım.

Bu durumda ihaleye katılan bir bankanın vereceği 6 ay vadeli forward fiyat teklifi

Vadeli Fiyat= 3,8750* (   (1+(%13,77)/2)/(1+(%2,5)/2)  )= 4,09 TL

Görüldüğü gibi teklif edilen bu kur(fiyat) TL’nin değer kaybının önlenmesi gibi bir sonuç yaratmayacak, sadece özel sektörün 6 ay sonra ihtiyaç duyacağı dövizin maliyetini sabitlemiş olacaktır.


Her ne kadar bu işlem şirketlerin kur riskini yönetmeleri açısından önemli bir avantaj sağlasa da, bu ihalelerde oluşacak  fiyatlar(kurlar) piyasaların enflasyon, faiz, ücret artış talebi, kira sözleşmeleri vs unsurları da doğrudan etkileyecektir. Bunların yanında, hane halkının döviz talebi, bankalardaki Döviz tevdiat hesapları da burada oluşan kurlara bağlı olarak etkilenecektir.